üstünde durdukça beni yakan
altımda can çekişen bir vücut gibi oynak
ezmekten utanmadan
bastıra bastıra
üzerinde dimdik durduğum
eğrimsi yer
ömrümün ilk yarısı boynumda sallanırken
diğer yarısını yakmak için can attığım
bu dünya
nasıl mutluyum sana anlatamadım
yaşım gözümden yanağıma düştüğünde
hiç ağrımadan
nasıl mutluydum anlatamadım sana
dünya
ağırlığını taşımaktan yorulmuş kalbim
içerimin aşağılarına sarkmışken
benden hesap soran vücuduma aldırmadan
bastıra bastıra daha da ezdiğim
dünya
üzerinde capcanlı durduğum
eğrimsi yer
beynimin göz göz odalarında sakladığı
dilimin bir türlü anlatamadığı
anıları hapseden dünya
ben ezdikçe içimden geçen cümleleri
bir bıçakla kesmeye uğraşan
dilime düşmeden benden koparan
dünya
elim kolum bacağım
senin üstünde ve sana bu kadar bağlıyken
cehennem ateşleriyle kavurduğun ayak altlarımı
bana borçluyken vermediğin güzel anlarımı
tek tek
bana vereceğin güne gelene kadar
bastıra bastıra
eğrimsi yer
tüm bu acıları çekerken oynattığın toprakları
aldım avuç içlerime içime çektim kokusunu
anlatamadım
çok acı çektim bilsen ama çok
yine de çok mutluydum anlatamadım
dünya.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder