1 Mart 2022 Salı

dümdüz yol
ilerledikçe altımdan kayıp giden yalnızlığım
çevremde tok yeşilden ağaçlar
ilerdeki son köşeden dönmezsem eğer
kaybolmaya ramak var

dönmedim
havayı yeni tanıyormuş gibi özlemle
içime çektikçe heba olmadan
dilimden dudaklarımdan burnumdan geriye akmadan
bir daha alamayacakmışım gibi
o son nefesi öyle bir alışım var

elimi ağaçların sert dallarına sürterek
kanatmadan ama acısını da hafifletmeden
uzunca yürüyen bedenim keyiften sarhoş
iki kuş öttü mü mutluluk dolan kalbim
önümde kanat çırpsa korkudan kendine dolanacak aynı kalbim
bu yolda yaşanmamış zayıflıklar
bir miktar da bundan zevk almak var

kimin için kendimden vazgeçmişsem
büyük büyük ağaçların köklerinde yatıyor
susuzluktan kurumuş hafif çatlak dudaklarım
belki çok kişiyi öptü ancak
bu yolda kendinden vazgeçmeden sadece unutarak
son öptüğü andan bir an yaşıyor
çok korkak ama hafif cesaret de var

kulaklarım tüm seslerden arınıp ama asla unutmadan
son kez dinler gibi yine de çok da incitmeden
kaybedecek korkusuyla onu daha da perişan etmeden
yağmurun gözlerimden aktığı
güneşin son yaşımdan sonra açığa çıktığı
bu yol bitmek üzereyken daha da uzayan bir gelecek var